28 Ekim 2012 Pazar

Bizimkisi de macera V: Prag, Çek Cumhuriyeti

Gelişmişlik seviyesine hayran kaldığımız Viyana'dan bir gece treniyle ayrılıp, rotamızı Prag'a çeviriyoruz. Bu gece trenleri gerçekten bir gezgin için çok faydalı, hem geceyi geçirecek ekonomik bir seçenek hem de mükkemmel bir zaman kazancı. Tek sıkıntı ise Viyana - Prag arası gibi eğer mesafe kısa ise sabahın 4'ünde kendinizi Prag'a inmiş buluyorsunuz.

Gecenin bu saatinde ineceğimizi daha önceden bilmemize rağmen, sabaha kadar nasıl vakit geçireceğimizi hiç planlamamıştık yol arkadaşımla. Bizim gibi sırtçantalı gezginler ne yapacaklar diye biz de takıldık arkalarına ve gar içinde keşfe başladık. Derken sorumuzun yanıtı apaçık ortaya çıkmıştı. Bu saatte gara varan tek trenin bizimkisi olmadığını anladık. Onlarca insan garda bir yerlere kıvrılmış uyuyorlardı. Bizimle aynı vagonda seyahat eden genç çiftin yanına biz de attık çantaları ve onları yastık yapıp rüyalara daldık. İlerideki gezilerimi ne kadar yalnız yapmayı düşünsemde böyle bir durumda yanınızda bir arkdaşınız olması gerçekten iyi bir durum. Bilmediğiniz bir şehirde sokakta sabahlayacaksanız eğer yalnız olmamanız size ekstra cesaret veriyor.

Hayatımda ilk defa sokakta diyebileceğimiz bir konumda sabahlıyordum ve inanılmaz bir şekilde saat 9'a doğru zar zor uyandık. O kadar derin uyumuşuz ki inanamadık bu duruma. Eğer bu vaziyette annem beni görmüş olsa bir daha ki gezim büyük problem olurdu eminim.

Bu durum benim için müthiş bir deneyim olmuştu. Özgürlüğü iliklerime kadar hissetmiştim. Garda bir güzel kahvaltı ederken bir taraftan da kalacağımız hosteli belirledik. Yine ilk iş turizm ofisinden harita aldık ve metroya atladık. Hostele vardığımızda internetten rezervasyon yapmamız gerektiğini söylediler. Karşılaştığımız en garip durumlardan biri buydu sanırım. Resepsiyonun önündeyim ve boş oda var ama internetten almam gerekiyor odayı. Çok sorun etmeden dedikleri gibi internetten odamızı aldık. Çok sorun etmedik çünkü herhalde gezimiz de en ucuz kalacağımız hostel Pragda idi sanırım. Kişi başı 9 avroya ayırtmıştık odayı. 9 avroya 4 kişilik hostel odası ve kaldığımız en iyi hostellerden biri.

Charles Köprüsü ve Vtlava nehri

Eşyalarımızı bırakıp duş aldıktan sonra sokaklara attık kendimizi yine. Kuzeye çıktıkça hava serinliyordu. Şu ana kadar gece dahi kullanmadığımız ceketlerimizi çıkartmıştık çantamızdan. Burada da metro hattı gayet yaygın ve kullanışlı. Buraya düzenlenen turların ucuzluğundan olacak sanırım şu ana kadar geldiğimiz en kalabalık Avrupa şehri. Biraz sonra ekleyeceğim fotoğraflarda da göreceksiniz bazı yerlerde neredeyse omuz omuza yürüyeceğiz insanlarla.

Yine her avrupa şehri gibi burada da mimari üst düzey, insanlar saygılı, medeni. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Çek Cumhuriyeti savaş durumlarından genellikle kaçındığı için ülkedeki mimari yapıların çoğu ilk gün ki korunmuş. Bu bölgedeki çoğu Avrupa başkenti gibi bununda ortasından nehir geçiyor ve şehre karakter katıyor.

Ve fotoğraflarla Prag

Goethe Enstitisü ve Prag sokakları


Charles Köprüsü ve Köprü boyunca sıralanan heykeller
































charles köprüsünün bir tarafından şehir

Charles köprüsünün diğer tarafından şehir



St. Nicholas Kilisesi

Şehrin en yüksek noktalarından biri

St. Vitus Katedrali



Zencefille Şehir Turu

en eski ortaçağ lokali




astronomik saat






Madame Tussaud Müzesi kadar güzel ve büyük olmasa da. Prag'taki mum müzesinden seçtiğim ünlü şahsiyetler

Wolfgang Amadeus Mozart

Franz Kafka


Adolf Hitler

Einstein

Pablo Picasso

Jan Pavel - Rahibe Teraza - Mahatma Gandhi

King Of Pop - Fredy Mercury





Prag Meydanı