14 Ekim 2012 Pazar

Bizimkisi de macera IV: Viyana, Avusturya

Budapeşte'de geçirdiğimiz güzel anların ardından hiç istemesek te ayrılıp yolumuza devam etmek zorundayız. Arkadaşımla aklımızda aynı düşünce bu bir veda değil tekrar geleceğiz Budapeşte.

Sıradaki durağımız Viyana. Sabah erkenden bindiğimiz tren yaklaşık iki buçuk saatte bizi Avusturya'nın başkentine ulaştırıyor. Railjet firmasının treniyle yolculuk yapıyoruz ve artık trenler avrupa kalitesini yansıtır teknolojiye sahip. İnterrail biletinize ek rezervasyon ücreti ödemeden bu yolculuğu yapabiliyorsunuz.
Çantalarımızdan kurtulup hemen kendimizi şehre atıyoruz. İlk geçtiğimiz cadde ünlü moda markalarının bulunduğu bir alışveriş caddesi. Buradaki bir mağazada gayet önemli bir bölüm bizim Türk markası "Mavi'ye" ayrılmış durumda ve bir çok insanın üstünde Mavi markalı ürünler görüyorsunuz. Buradan anladığımız kadarıyla burada alışveriş ve moda daha önceki şehirlerde görmediğimiz kadar önemli.

Adım adım yavaş yavaş tüm şehri gezmeye başlıyoruz. Neredeyse her sokakta bir sanat galerisi görmek mümkün. Müzeler ve tiyatrolar da cabası. tam bir sanat şehri Viyana. Mozart'ın ömrünün çoğunu burada geçirip eserlerini burada üretmesi hiç şaşırtıcı değil. Ayrıca şehrin her yerinde Mozart'tan bir iz bulmak ta mümkün.

Ana caddelerden birinde ülkenin önemli sporcuları, isimleri yerlere yıldızlar içinde yazılarak ölümsüzleştirilmişler.

Şehir içinde hem turist hem de vatandaşların kullanabilmesi için bisiklet noktaları mevcut. Bu sistemde bir bisiklet noktasından bisikleti alıp gideceğiniz yere gidiyor ve oradaki bisiklet noktasına aldığınız bisikleti bırakıyorsunuz. Mükemmel bir ulaşım seçeneği. Trafikte dikkatimizi çeken diğer bir nokta ise önemli miktarda motorsiklet kullanan olması. Ayrıca şehir içi raylı sistem de sizi istediğiniz her noktaya ulaştırabilecek kadar gelişmiş durumda.

Nihayet para birimi Euro olan bir ülkeye ulaşmış olmakla döviz bürosu aramaktan kurtuluyoruz. Euro kullanılması nedeniyle elbetteki ülkemizden pahalı olan Avusturya'daki ücretler, bir önceki noktamız Budapeşte ile yakın düzeyde. Şehir içerisindeki sık sık bulunan ücretsiz su sebilleri ise bizim için sevindirici noktalardan biri çünkü 500 ml suya iki euro ödemekten gerçekten sıkılmaya başlamıştık.



Şehirde geçirdiğimiz bir günün ardından şunu söyleyebilirim ki burada insanların geçim sıkıntısı ya da yaşama dair önemli bir sıkıntıları olmadığı gözlerinden belli. Herkes hayatından memnun ve mesut gözüküyor. Medeniyet, gelişmişlik ve düzen an itibariyle zirveye çıkmış durumda. Ne kadar iskandinav ülkelerini görmemiş olsam da yaşanabilirlik açısında Viyana kesinlikle onlarla yarışabilecek durumda. Bu ayki National Geographic dergisindeki araştırma da bu düşüncemi verilerle desteklemiş ve dünyadaki en yaşanılası şehirler içinde Viyana zirveye yerleşmiş.

Ve fotoğraflarla Viyana












Parlamento Binası
 Avusturya'da seçmen yaşı alt sınırı 16

Parlamento Binası



Viyana'nın simgesi
Votive Kilisesi ve Müzesi
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder